6-MAYIN NEYİN BEDELİ?

   
 


 

 

Ana Sayfa

1-BENCE......

2-DEMİREL NE DİYOR?

3-AMAZON YERLİLERİ

4-KÖŞE YAZILARI

5-II. Abdülhamit Han mezarında ağlıyor!

6-MAYIN NEYİN BEDELİ?

7-MESLEK ODALARI NE DİYOR?

İletişim

 


     
 

44 yıl kaç minute?-Arslan BULUT(YENİÇAĞ)


Rıdvan Yılmaz’ın mesajıdır: “44 yıl kaç minute?” Bu hesaba göre Tayyip Erdoğan, Davos’ta İsrail’i bir dakika eleştirdi, buna karşılık kendi ifadesiyle mayınlı araziyi İzak’a verecek? Kaç dakika için? 525 bin 600 dakika için! 44 yıllığına verilecek arazi, dünyadaki 38 ülkeden daha büyük! Ve Rahşan Ecevit, “Bir toprağı yabancı bir firmaya 44 yıllığına veya daha az bir süre için de olsa, kiralamak demek onu bir nevi satmak demektir. Hele bu toprak sınır bölgemizde ise ülke güvenliği açısından da tehlikeyi davet demektir” diyor. Yılmaz Özdil ise kiralanacak arazideki mayınları temizleme fiyatını birim fiyat kabul ettikten sonra bütün Türkiye’nin 49 yıllık bedelini 1,3 trilyon dolar, yıllık kirasını ise 27 milyar dolar olarak tespit etmiş. “Bari tamamını satın da bitsin bu aşkın ıstırabı” diyor! Derken, o yönde başka haberler de çıktı. Meğer satış başlamış ama kimsenin haberi yok! The Economist dergisi, gıda krizini aşmak isteyen ülkelerin başta Afrika olmak üzere dünyanın dört yanından tarım arazisi aldığını, BM’nin “yeni kolonicilik” olarak nitelendirdiği anlaşmalar kapsamında Bahreyn’in Türkiye’de 500 milyon dolara arazi aldığını yazdı. Buna göre, Bahreyn merkezli yatırım fonu AgriCapital ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma, Türkiye’deki bir tarım arazisinin Bahreyn tarafından kullanılmasını öngörüyor. Bedeli ise 500 milyon dolar. The Economist, “Anlaşmanın boyutu 3-6 milyar dolara çıkabilir” diye not düştü. Suudiler’in de Türkiye’de tarım arazisi baktıklarını yazdı. * * * Ve şu anda Maliye Bakanlığı görevinde bulunan İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin, temizlenmesi karşılığında, 49 yıllığına yabancılara devredilmesinde sakınca görmediğini açıkladı. Mehmet Şimşek, “Şu anda Türkiye’de hem tarımsal faaliyette uzmanlaşmış hem de mayın temizlemede uzmanlaşmış firma belki yoktur, bilemiyorum” diyerek İsrail firmasını adres gösterdi. İsrail Büyükelçisi Gaby Levy de Şanlıurfa’da “Her Yahudi için bu topraklara, atalarımızın dedelerimizin geldiği bu topraklara gelmek çok önemli, özellikle Şanlıurfa ve Harran bizim için çok önemli. Biz tarım ve sulamada teknolojik imkanlar ve kullanımı noktasında çok ilerideyiz. GAP çerçevesinde en büyük arazinin var olduğu Şanlıurfa’da bu noktadaki birikimlerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz” dedi. * * * Tayyip Erdoğan ise mayınlı arazinin İsrail’e verileceğine ilişkin yasada herhangi bir madde olmadığını söyleyerek, “Neye dayanarak bunu söylüyorsun. Bunu kendileri yapsın. Bunu mu söylüyorsun? Peki bunun maliyeti hakkında bilgin var mı? Var mı bir çalışman? Yok. Bunu açıkla. Biz para nasıl yönetilir derken işte bunu söylüyoruz” diye bir açıklama yaptı. Yasada bir madde yok ama “İzak gelecek, yatırım yapacak, Ahmet, Mehmet, Hasan, Ayşe Fatma çalışacak” diye işsizlikle mücadele programını açıklayan Tayyip Bey değil mi? * * * Tayyip Bey’in asıl mesleği pazarlamacılık! Bisküvi pazarlar, toprak pazarlar, işgücü pazarlar! İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Davos’tan bir ay önce “Türkiye Başbakanı, yüksek profilli uluslararası bir başarıya ihtiyaç duyuyor” diye açıklamada bulunmuştu. Davos tiyatrosu sırasında Tayyip Erdoğan’a, “One minute, one minute” gösterisini yapma fırsatı verildi! Erdoğan seçimlerde umduğu başarıyı yakalayamadıysa da düşüşünü frenledi. Fakat şimdi İzak’a yaptığı pazarlama için, 525 bin 600 defa tövbe etse kendisini kurtaramayacak bir açık verdi!


“Fatura” mı ödüyoruz? -Ahmet TAŞGETİREN(BUGÜN)

 

“One minute”ün faturası? O zaman, bunu önümüze çıkarırlar denmişti. Demirel demişti. “Nereden çıktığı da belli olmaz, gelir bir gün karşınıza...” gibi bir şeyler söylemişti. Gerçekten o mu yoksa? Bu kadar kısa zamanda mı kesildi fatura? İş için sık sık İsrail'e gidip gelen bir dostum söyledi: -Evet, mayınların İsrail firmasına verilecek olması bir gönül alma işidir! Çünkü, devlet adına resmen ifade edilmemiş olsa bile, İsrail'de, halkta müthiş tepki var Davos konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı... Cengiz Çandar da yazmış ya, “İsrail'li 'şahinler'den beslenen baykuşların çeşitli Amerikan kuruluşları ve yayın organlarında yaydıkları iğrenç kampanya”yı... Bilmem kaç bin İsrailli turist rezervasyon iptalinde bulunmuş. “Gönül almak lazım” diye mi düşünüldü acaba Ankara'da, devlet mahfillerinde? Onun için mi ordumuz, döşediği mayını sökmeyi başaramayacağını, bu işi NATOya bağlı Namsa'nın yapmasını önerdiklerini açıklamak zorunda kaldı. 1956 yılında bu bölgeye ilk mayınları yerleştiren, Diyarbakır'daki 7. Kolordu İstihkâm Tabur Komutanı Kemal Güner, Zaman'dan İbrahim Balta'ya konuşmuş. Döşenen her bir mayının krokisi varmış. Bu krokiler 7'inci kolordunun arşivinde bulunmaktaymış. "Ordumuz buna muktedirdir. Görevden kaçmasınlar, sırtlarındaki görevi yıkmasınlar.” demiş 80 yaşındaki eski asker. Hatta ne demiş bakın: "Genelkurmay başkanımıza tahmin ediyorum doğru dürüst anlatılmamış bu. Benim yüreğim yanıyor. Yazık. Şimdi 80 yaşındayım; ama bana beş altı tabur verseler bunu bir mevsimde temizler, teslim ederim. Bu kadar basit. Bunu gözde büyütecek bir şey yok.Vazifesi mayın döşemek ve mayın bulmak olan istihkâm taburlarımız varken, bunları başkasına temizletmek ayıptır, yazıktır, günahtır. Niye fakir köylümüze verilmesin de Yahudi'ye verilsin ya da başkasına verilsin? Hem de 44 seneliğine.” Verin beş – altı tabur, bir mevsimde temizleyeyim. Hem de 80 yaşıma rağmen! Bu müthiş bir meydan okuma. Baykal'ın, Bahçeli'nin, benim, onun, bunun yükselen sesini bir kenara bırakın ama, 80'lik eski askerin bu meydan okumasını görmezden gelemezsiniz. Sevgili kardeşim Hakan Albayrak, bir “Ak Partili dost”la yaptığı konuşmayı naklediyor. Vardığı izlenim şu: “Hükümet bu konuda yeterince açık değil ve olamıyor… Bir sıkıntısı var, söyleyemiyor… Meclisin ve kamuoyunun önüne akıllara ziyan gerekçeler koyup, lisan-ı hal ile şöyle diyor: 'Bunlarla idare edin işte. Beni mazur görün. Üzerime gelmeyin. Şu kanunu meclisten geçirmeme izin verin. Türkiye için çok gerekli. Neden gerekli olduğunu açıkça anlatmam mümkün değil, onun için fazla soru sormayın. Bana inanın, güvenin ve gerisine karışmayın.' Meclis'ten ve kamuoyundan açık çek istiyor hükümet. Üstelik, bu çekin sorgusuz-sualsiz yazılmasını istiyor.” Şu anda kamuoyundaki izlenim, evet, tam da bu. Davos'ta yürek konuştu, burada hesap konuşuyor!? Öyle mi? Ne demiş Başbakan'ın eski basın danışmanı olan Akif Beki, Sabah'tan Sonat Bahar'a, “Başbakanın reflekslerini kontrol edememesi ya da etmemesi” üzerine bakın: “Bu yapay bir durum değil yapı, tabiat, kişilik bu. Haksızlığa karşı tahammülsüzlüğü var. O zaman ne getirir ne götürür diye çok düşündüğünü zannetmiyorum. Bir defa haksızlık karşısında sakin değil” O zaman yürek devreye giriyor. Şeyh Ahmet Yasin hunharca katledildiğinde Başbakan Erdoğan “Bu devlet terörüdür” diye suçlamıştı İsrail'i... Sonra malum tepkiler oldu İsrail'de, Amerika'da,... Sonra Başbakan bir Amerika gezisini İsrail'den başlattı... Mayın işindeki İsrail boyutu da böyle bir şey midir? Ama bu defa, mayın meselesi, 1 Mart Tezkeresindekine benzer bir toplumsal tepki barındırıyor. Hükümetin negatif hanesine yazılacak önemli bir mesele görüntüsü arzediyor. En azından, işin içinde kamuoyunun bildiğinden başka şeyler olduğu kanaati oluşuyor. Şunu açıkça söyleyelim: Bu işi bundan sonra İsrail'e yaptırmanın imkanı, şayet hükümet intihar etmeyi göze almıyorsa, yoktur. İntihar etmeyi göze aldığında da hiç olmayacaktır. Hükümet, iki ay önce yenilendi. Bence hükümeti ve Ak Parti'yi bu “mayınlı alan”a sürmemek lazımdı. Çok büyük hata oldu. İsrail'le ilişkileri düzeltmek mi? Eh, biraz da onların düzeltme arayışı içine girmesini beklemek lazım.

 
 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol